Her zamanki
gibi yine Kadıköy İskelesinde buluştuk bizim gurupla. Bu sefer gurup bir yol
arkadaşı eş ve bir erkek evlattan oluşuyordu.Genç adamın dersten çıkmasını
bekledik baba ile beraber.Sonra yola koyulduk.Bu arada ben de bir taraftan hem
İstanbul’ u yaşıyorum, hem de İstanbul’ u tanıyorum.Tam flört
evresindeyiz anlayacağın.
Kadıköy İskelesindeki
çiçekçilerden istediğim renklerde bir buket çiçek aldım. Tam zamanında vapura yetiştik, püfür püfür esen rüzgara
karşı neşeli bir güneş de bize eşlik ediyordu. Çabucak Kabataş' a
ulaştık. Fünkilerle bir çabukta Taksim’e çıkıverdik. Genç adam bana ıslak
hamburger ikram etme konusunda ısrarlı olunca, kıramadım.Kızılkayalarda ıslak
hamburger yedik. Laf aramızda pek damak tadıma uymadı. Daha da yemem…Neyse ,
biraz İstiklal Caddesinde gezindik.Fitaş Sineması, Atlas Pasajı, illaki Emek
Sineması…Bütün yüzünü bina resmi olan bir branda bezi ile kapatmışlar, arka
tarafta başka bir tarih yazılmakta
anlaşılan…Nevizade’ nin oralardaki dar sokaklar….Rastgele ama titizlikle
teftişimden geçtiler…Taksim Meydanı hakkında hiçbir şey yazmak istemiyorum,
sadece içimiz acıdı diyeyim o kadar…
Sonra
davetiyede yazılan adres arandı,bulundu.Tam Taksim gezi parkının karşısındaki
caddeymiş aradığımız adres. Mete Caddesi Yeni Apartmanı Kat üç, Atatürk Kültür
Merkezi’ ni sağına aldığında üçüncü binanın üçüncü katı.Sevgili halam, emekli
öğretmen & ressam sanatçı Suna TAŞKENT’ in GÖZGÜ isimli resim sergisi.
‘’Gözgü’’ ne anlama geliyor diye sordum halama, içten gelen yansıma demekmiş. Bu
resimler halamın ruhundan ,içinden gelen yansımalar … Bizleri kapıda karşıladı
heyecanla, her zamanki gibi güzel,bakımlı…Gurur duyarak gezdik sergiyi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder