Hayatta her şey
bir düzen içinde devam ediyor. Başlangıçlar bitişleri, bitişler başlangıçları
kovalayıp gidiyor.
Yaz başında büyük bir zevkle ektiğimiz sebze-meyve fideleri
işlevlerini bitirdiler. Domatesler, biber ve salatalıklar, patlıcanlar ''artık biz
bittik, bizden medet umma ''
der gibiydiler. Ben de anladım hallerinden. Bahçe giysilerini,
eldivenlerini ve yağmurluğumu sıkıca giyinip çıktım bahçeye. Sanki evin
içini
temizler gibi sebze bahçesini temizliğe giriştim… Önce kalan son
sebzeleri
topladım. Sonra sebze verdikleri zaman destek olsun diye toprağa dikilen
sopaları çıkardım, bir kenara dizdim. Daha sonra kuruyan sebze köklerini topraktan
çıkardım, üstlerindeki toprakları silkeledim. Yerde kalan fazla otları topladım,
yağmurlardan sonra onlarda bir artmış ki…Bir toprağın tozunu almadığım (!)
kaldı , o derece yani…Şimdi sebze bahçesinde sadece fasulyeler ve biberler var.
Hele fasulyelerin üstleri bayram yeri gibi, kıyamadım kopartmaya. Bunca
soğuktan sonra tekrar verecekler mi merak ediyorum.
Sıra geldi
hasadın değerlendirilmesine…. Bütün toplananlar titizlikle bir-iki kere yıkandı önce. Ben sebze bahçesi ile uğraşırken
yol arkadaşım eşim, narları, elmaları,
kestaneleri ve kalan cevizleri toplamıştı. Aslında ben bu işlerle uğraşmayı çok seviyorum. Ama
mutfaklar küçük, acilen ortalığın toplanması lazım. İşte bu sebepten dolayı yol
arkadaşımla iş bölümü yaptık. Meyvelerle o, sebzelerle ben uğraşacaktık. O
çatlayan narları , ben de fasulyeleri ayıklamaya koyulduk. Bir taraftan yeşil domates
, fasulyelerin bir kısmı ve biberlerle turşu kuruldu, bir taraftan fasulyeler
rendelenen kırmızı domateslerle biraz kavrulup dondurucu konmak üzere
hazırlandı…
Aaaa, çok yoruldum
ve bahçede de biraz üşüttüm sanki. Bu gün mıyışık kediler gibi battaniyenin
altından çıkmak istemiyorum. Arada bir yorgunluğumu unutmak için gidip
turşulara falan bakıyorum yaptığınla övünen çocuklar gibi …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder