4 Mart 2012 Pazar

BİR OYUN SEYRETTİM...KENDİME GELEMİYORUM...

  
Yazmalıyım,yazmalıyım hemen yazmalıyım...  Uzun zamandan beri , bilet bulamadığımız için gidemediğimiz oyuna bu gece bilet bulduk,gittik,seyrettik,biraz önce eve geldik ama " kendime " gelemiyorum hala...Her zaman derim,tiyatro sinemanın bir adım önündedir benim için. Bu oyunun filmini daha önce seyretmiştim. Etkilenmiştim. Ama şimdi çarpıldım açıkçası. Önce sanatçıların performansları üstünde durmak isterim. Kısacık boylu,cılız bir adam olan Barış FALAY  , sahnede " devleşti" resmen.Of of o ne emek ,ne gayret anlatmak zor. Biz seyircileri oyunun içine dahil ettiler adeta.Hele ikinci perdede oyuna öyle konsantre olmuşuz ki alkışlayamadık bile.  Tek tek hepsinin  özel isimlerini bilmiyorum, her birinin yüreğine,emeğine sağlık.Ama "kekeme" rolünü,"kızılderili" rolünü ,"başhemşire " rolünü oynayan  sanatçılar çok etkileyiciydi. Arada sahneye şöyle genel olarak bakmak istediğimde, dikkatimi tek bir oyuncu üstüne toplayamadım.Çünkü sahnenin her bir karesi ayrı bir tiyatro sahnesi gibiydi. Bence oyuncular özel insanlar,biz sade suya insanlar bir tek kendi hayatımızı yaşarken bu dünyada, onlar her oyunda başka 
hayatlar yaşıyorlar, yaşatıyorlar. Bu yaradanın kayırmasıdır, kişisel zenginliktir, farklılıktır.



  Oyunun adı  KAFESTEN BİR KUŞ UÇTU. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Süleyman Demirel Sahnesinde oynandı.  Biz bu oyunu GUGUK KUŞU ismiyle filmini seyretmiştik daha önce hatırlarsan.Olay, bir akıl hastanesine yeni bir delinin gelmesiyle başlıyor. Deli kimdir? Dışarıdaki toplumun  bir kesiti mi ? Delileri sistem mi yaratıyor? Kim deli, kim akıllı?...Bunları düşünerek kafalar afallamış bir durumdayız hepimiz.Kendime göre çıkarımım: Her şeye rağmen, hepimizin bıçak sırtı durumları olabilir.Akıl hastanesine işi vardırmadan, etrafımızdakilere dikkat edelim.Sevgi,ilgi,alaka,bazen sadece bir merhaba..Sistemin dişlileri arasında ezilmeden ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder