27 Eylül 2011 Salı

ESKİŞEHİR' DE BAYRAM



Eskişehir' in içinden geçen Porsuk Çayı.Eskiye göre çok düzenli ve temiz.İçinde gondolla veya küçük teknelerle gezinti yapabiliyorsunuz.İzmit' in içinden de demir yolu geçer ya ayni öyle.




Odun pazarı evleri ve sokakları.Sanki geçen yüzyıldan ışınlanmış gibiler.Kimilerinde insanlar yaşıyor,kimileri sadece cephe olarak restore edilmiş.Sokakların genişliği çok dikkatimi çekti.Önceden de bu kadar geniş miydi acaba....




Eskişehir' ta tepesine bu şelale yapılmış.Akarsu falan yok insan eliyle  yapılmış,yapay ama bütün şehrin panaromasına hakim.Mutlaka gidilip görülmeli.Bir nefes alınmalı.









Efendimmmmm bu da,adını unuttum şehrin en büyük AVM' sinin giriş kapısı önünde kendisini sevmeleri ve oynamaları için için gelip geçene şirinlik yapan bir Sibirya Kurdu köpek.Masmavi gözleri korkunçtur aslında bu cinsin.Ama bu cinsine ihanet edercesine sevimliydi.Görmeliydiniz.Ne sevdim ama,patisini uzattı uzun zaman oynadık.Ama benim fotoğrafçı o pozu yakalayamamış.Çok yazık.Bir 
bayram ve Eskişehir gezisi böyle geçti dostlar.





VE BAYRAMI YAŞADIK.....





Evet Ramazan Bayramını yaşadık.Uzun zamandan beri dini bayramları ve özel günleri hiç sevmiyorum.Kayıplar çok...Allah rahmet eylesin hepsine.Ama o zamanlarda daha çok özlüyor ve arıyorum.Etrafımdakilere çaktırmıyorum,ama mutsuzluk yüzümden akıyor.Ben de bu durumu kamufle etmek için böyle bayram sofraları hazırlıyorum.Bayramın bütün ritüellerini yerine getirmeye çalışıyorum.Gençler öğrensin diye.Biz de bayram sabahı kahvaltısı önemlidir.Ailecek yenen yemek ve kahvaltılar beni çok mutlu ediyor.Etrafımdakiler de mutlu oluyor,benim asık suratıma ve mutsuzluğuma katlanıyorlar.....Anne tarafım boşnak.Anneannem,annem,yengelerim çok güzel yemek ve börek yaparlardı-yaparlar.Ben pek beceremem ama bayram sabahına özene bezene boşnak böreği yaptım.Gerçi büyüklerinki gibi hamur açmadım ama yufkam da çok güzeldi.Küçük tavla zarı gibi doğranmış soğan patates ve kıyma.Hepsi çiğ.Tuz ve karabiber.Yufkalar güzelce yağlanacak,kıvrılacak ve tepsiye dizilip pişirilecek.Hepsi bu.Yağdan kaçmak yok.Yoksa kösele gibi olur......Nerde kalmıştık,ha bayram ritüelleri diyorduk dimi.Bayramlaşma ve bayram harçlığı önemli.Önce anne baba ile bayramlaşıp yanına oturur,sonra büyük evlat baba ve annenin elini öper annenin yanına oturur.Sonra küçük evlat yine babadan başlayıp,anne ve ağbinin elini öper.Harçlıklar ihmal edilmez.Çok önemli.Ha birde yakın akraba eş dosta giderken şeker-çukulata -lokum götürmek gekekir.Ayrıca yakın küçüklere ufak tefek hediyeler,kapıya bayramlaşmaya gelen hiç tanımadığınız küçüklere şeker ve harçlık veeeeeee davulcu bahşişiiiii Bunlarsın bayram olmaz değil tabi de benim atalardan öğrendiğim ve çocuklarımın yaşamasını istediğim şeyler bunlar.Mesele birarada olmak.....Gönül ne kahve ister ne kahvehane,gönül bir dost ister kahve bahane...

15 AĞUSTOS,KÜÇÜK EVLADIN DOĞUM GÜNÜ

,
Bu yazı avare kasnak gibi geçirdim dedim ya,şimdi sırasıyla olayları ve yaptığım oyuncakları anlatıcam.Aklıma ilk gelen Atacan' ın doğum günü.Bu sene ramazan ayına denk geldi,iftardan sonra kutladık.Kayınvaldem eşimin doğum tarihini '' kara üzüm '' zamanı diye hatırlar.Bende yaşlanır da Atacan' ın doğum günü zamanını unutabiliriz diye masaya mevsim meyveleri koydum.Atalardan öğrendiğim usülde.....Öndeki hurma tabağı da ramazanı hatırlatsın diye.Ne olacağımız belli olmaz..Yaşanacak mutlu ve sağlıklı yılların olsun oğlum.

NASIL GEÇTİ HABERSİZ........

Bu bir özür yazısı olsun en iyisi.Kimden mi,tabiki sevgili bloğumdan ve takipçilerimden.Evet itiraf ediyorum,çok ihmal ettim,boşladım,dalga geçtim,haksızlık ettim,kabul suçluyum.Ama yazmak içimden gelmedi.Birkere nasıl bittiğini anlamadığım bir yaz geldi ve hızla geçti.Nereye gitti o içimizi ısıtan sıcacık güneş.....Ha çok sıcağı da sevenlerden değilimdir aslında.Güneş çok parlak olmalı ama ben gölge ve esintili bir yerde olmalıyım ki o güzel havanın tadını çıkarabileyim.....Gerçekten bu yazdan birşey anlamadım.Belki de insanlar yaşarken yapmak istediklerini yapamayınca geçen zaman yaşanmamış sayılıyor.Keşki böyle bir düzen olsa.Valla inanıyorum ki,etraf çoluk-çocuk dolardı.'' İstediğim gibi yaşayamadım,geçen zamanı hesabıma yazmayın'' diyebileceğimiz bir yer olsa.......Peki ne yaptım bunca zaman.....Dur bi düşüneyim....Bir kere insanlar tanıdım,dostlar edindim,bazılarını sildim ve rahatladım,yüklerimden kurtularak hafifledim,kendimi geliştirdim,benimkinden farklı hayatlar olduğunu öğrendim,bazı şeylere çok şaşırdım,kabullendim,kabullenmeyi öğrendim,büyüdüm,benden gençlerden farklı pencerelerden dünyaya bakmayı öğrendim,ahhhh nerdeyse unutuyordum sabretmeyi öğrendim,hemde nasıl sabretmek,susmayı ve susmanın erdem olduğunu öğrendim,çalıştım,ürettim,sattım,para kazandım,üretmenin ve kazanmanın tadını öğrendim,kendimi sevmeyi öğrendim, en iyi dostumun kendim olduğu öğrendim,kendi ile barışık ve mutlu birinin başkalarını daha iyi anlayabileceğini öğrendim,her durum için empati yaptım ve olayları,insanları böyle daha iyi anlayabileceğimi öğrendim,çizdim, tasarladım,kestim,biçtim,diktim ve hayal gücünün sınırsızlığını öğrendim........Durun ya,geriye dönüp bakınca bu yaz pek öyle tırı-vırı geçmemiş sayılır.