27 Kasım 2013 Çarşamba

ESER' İN KATILDIĞI KIRKYAMA SERGİ AÇILIŞI




         Üç çocukluk arkadaşıyız biz aslında. Eser, Eribe ve ben. Okul  yılları boyunca kimi birinle, kimi diğerinle aynı sıraları paylaştık. Eribe,  Tekirdağ Malkara’ ya yerleşti evlendikten sonra. Eser ise üniversiteyi okuduğu Bursa’ da kaldı evlenince. Hepimiz evlendik, çocuklarımız oldu, emekli olduk. Çocukları büyütme ve çalışma dönemlerimizde seyrekleşen görüşmelerimiz emeklilikle eski düzenine girdi
.


         Bayramda görüştüğümüzde Eser haber vermişti katıldığı kırk yama kursunun sergisi olduğunu. Geçen haftaki telefon görüşmemizde davetini yeniledi. Önce biraz gözümde büyüdü yollar… Sonra Eser’ i ve eserlerini görme fikri baskın geldi. Eribe, ben ve eşlerimiz birlikte yola çıktık.  Son birkaç haftadır bahardan kalma günler yaşıyoruz ya… Ona güvendik. Bir yağmur, göz gözü görmüyor… Her şeyi göze alıp yola çıkmışız bir kere caymak yok. Zamanında ulaştık Bursa’ ya. Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu Salonunda sergi. Sevgili arkadaşım Eser’ inde aralarında olduğu Sayın Berrin KIZANLIKLI gurubunun oluşturduğu on üç maharetli hanımın ürettiklerini görmekten son  derece mutlu oldum. Aman ne emek, ne emek… Anlatamam… Paha biçilmez, ederi olmayan eserler. Uzun uzun inceledim, gözlerime hapsettim gördüğüm güzellikleri… Sevgili Eser’ i, Berrin Hanımı ve bütün emek verenleri kutluyorum.
 
       
         



         Tabi gece bizim için bitmedi… Eser’ in her işe yatkın elleriyle hazırladığı güzel yemeklerle donanmış nefis  bir sofra başında buluştuk. Uzun sohbetlerle yenen güzel yemekler , sonundaki nefis tatlı, eşi İbrahim Bey’ in hazırladığı çay servisi… Hepsi, derlendi toplandı gerektikçe anılmak üzere çekmecelerin derin bir köşesinde biriktirilen ‘’acil zamanlarda kullan’’ zarfına kaldırıldı…

          Aslında sonrası daha eğlenceli tabi...Beylerin uykusu gelip yatınca...Biz üç kafadar öğrencilik yıllarımıza geri döndük...
   
          Hepimiz ayni yaşta olmamıza rağmen, bize annelik yapan Eser' cim, sevgili arkadaşım...Sabahleyin yine annelerimiz gibi mis gibi demlenmiş çay, nefis kahvaltı sofrası başında güler yüzü ile bizi bekliyordu....

        Bütün ayrılıklar gibi ayrılmak elbette zor oldu.En kısa zamanda görüşmek dileği ile Eser...



 





SAYIN SERPİL ÇİLİNGİR' İN GEÇMİŞTEN GELEN İZLER İSİMLİ ESERİ






              Sayın Necla SEKERCİOĞLU' NUN 1944 TANE ALTIGEN MOTİFLE YAPTIĞI
                                          
                                                ATATÜRK PORTRESİ




SEVGİLİ ARKADAŞIM ESER YÜKSEL SERGİ TABELASI ÖNÜNDE


       Biz üç kafadar, üç çocukluk arkadaşı, üç yoldaş...Eser - Eribe - Gülçin


Bu da sabah kahvaltımız.Eserin eşi İbrahim Bey işe gittiği için, İlhan da fotoğrafı çektiği için yoklar.





22 Kasım 2013 Cuma

BEBEK KAPI SÜSLERİ



      Bazen canım hiç yazı yazmak istemiyor. Yoğunluktan da oluyor tabi ama benim elim tuşa varmıyor bazen. Kafamda yazmayı planladığım onca konu varken üstelik…Ben de o zaman tembellik yapma özgürlüğümü kullanıyorum…
      ÇINAR bebeğin annesi bir kapı süsü istemişti. İşin en çok zaman alan kısmı tasarlanma zamanı oluyor. Neyi neyin yanına konulacağı ve genel görünümün nasıl olacağı falan. Bunları tasarladığım zaman işi tamamlamak çok kolay. Yine öğle oldu. Önce istenen renk ve desende ki kumaşları seçiyorum. Belirlenen konsepte uygun objeleri oluşturuyorum ve gözüme en uyun gelen şekilde tasarlıyorum. Bazen birkaç kez söküyorum diktiklerimi. Gözüme en hoş gelen şekle sokuncaya kadar…Derin bir nefes alıp , sırtıma yaslanıp gözlerimi birkaç saniye kapatıyorum. Açtığımda gördüğüm görüntüden memnunsam olmuştur.
      ÇINAR bebeğin de ÖMER bebeğinde isimleri yazan kapı süsleri de aynı böyle oluştu. Yoğun emek ve tasarımlarla. Hoş geldiniz güzel bebekler, sağlıklı ve hayırlı olmanız dileği ile…











13 Kasım 2013 Çarşamba

''GÜLİZARIN OYUNCAKLARI- ATÖLYE TERAPİ WORKSHOP ÇALIŞMASI ...


             ''Vee  bir Whorkshop hikayesi...Sevgili Gülçin Öztürk Feyzioğlu na bilgi ve becerilerini bizimle paylaştığı için,sevgili Begüm Pulat,Gülçin Durmuşoğlu Uçuk ve kuzeni ve Irem Kabasakal,sınıfın birincisi Nilay Çağlayan,Aytül Kolaylı ya katılımları için teşekkür ederizzzzz...''

          Böyle yazmıştı Atölye Terapi' nin sahibi sevgili Arzu Hanım Facebook sayfasında hepimize teşekkür kapsamında.


         Sözleştiğimiz gün ve saatte herkes atölyedeydi. Heyecanlı , enerjik, neşeli bir gün yaşadık. Öğle tatilimizde Atölye Terapinin nefis açık büfe yemekleri ile biraz rölantiye geçse
kte öğleden sonra tam belirlediğimiz saatte bütün öğrenciler işini tamamlamıştı. Bu hepimiz için çok heyecan verici ve mutluluk dolu bir andı.



        Katılımcıların buluştuğu ortak nokta ; en kısa zamanda tekrar buluşmaktı.


        Ben de şahsım adına Sevgili Arzu Hanıma ve katılımcı arkadaşlarıma teşekkür ederim.  


             
                  
    
 

1 Kasım 2013 Cuma

GÜLİZAR HANIM (WORKSHOP) ATÖLYE ÇALIŞMASINDA...



             Atölye Terapi Cafe’ nin sahibesi  Arzu Hanımla tanışmamız tamamen tesadüf. Sosyal medyada ürettiklerimi görünce tanışmak istedi. Beni bir gün o rüya gibi mekanına kahvaltıya davet etti. Tanıştık, konuştuk ve birlikte bazı projeler üretebileceğimize karar verdik.

           4 Kasım 2013 Pazartesi günü ilk projemiz hayata geçecek. İlk proje bir workshop, atölye çalışması anlayacağın. Bu yabancı kelimeleri kullanmayı sevmiyorum. Bundan sonra ‘’ ATÖLYE ÇALIŞMASI’’ dediğimde durumu anlayın diye yazdım.

            Çalışmayı altı kişi ile sınırlandırdık, ama Arzu Hanımdan  gelen sinyaller sınırların zorlandığı yolunda olunca elimi geniş tuttum ve setleri yedekledim. Tekrar tekrar kontrol ettim, malzeme çok olunca gözden bir şey kaçma ihtimali artıyor. Buna fırsat vermemek için ben de kontrolleri arttırıyorum…

            Her şey son kontrolden de geçti, setler kapatıldı ve hazırlıklar tamam…