24 Temmuz 2013 Çarşamba

Pacthwork & Kırkyama Bebek Yorganı

                                                                                                                           
            Bu , en son diktiğim kırk yama & pacthwork bebek battaniyesi. Alternatif olsun diye bu kez pembe renkleri tercih ettim.
            Önce blokları oluşturacak desenleri tespit ettim.Sonra desenlere uygun renkler ve kumaşlar belirlendi.Unutmadan , bütün kumaşlar önceden yıkandı ve ütülendi.Mümkün olduğunca hepsi yüzde yüz pamuklu ve ayni kalitede olan kumaşları tercih ediyorum.Yıkandığında çekmemesi ve suya&ütüye aynı tepkiyi vermeleri için.
            Desenler çizildi, uygun kumaşlardan kesildi, bloklar oluşturulup daha önce belirlediğim gibi birleştirildi.
            Kenar bandı için,  oluşan dikdörtgenin çevresinden biraz daha fazla uzun ( köşeleri dönmek için) renkli kumaştan kesildi.İlk önce düz renk pamuklu kumaş astar, araya düz elyaf,en üste oluşturduğum kırk yama dikdörtgen parçayı koydum.İlk önce merkezden başlayıp kenarlara doğru tolu iğne ile sabitledim.Kenar bandı da kenarlarına çevirip elde yorganladım.
           Hangi bebeğe kısmet olursa sağlıklı günlerde kullansın.













21 Temmuz 2013 Pazar

6-7 TEMMUZ 2013 SAPANCA KIRKPINAR EL SANATLARI FESTİVALİ

                 Haziran ayının nasıl geçtiğini anlamadım ya, Temmuz ayı da oldukça hareketli geçiyor.Gene ayın 2l olmuş ben daha  Kırkpınar Festivalini yazamadım.Bu güne kısmetmiş.
                 ...
                 6 Temmuz sabahı , ürünleri arabaya yükleyip yola koyulduk yol arkadaşımla.Stant arkadaşlarım benden önce gelmişlerdi.Hazırlıklarını tamamlamışlar kahvaltı yapıyorlardı.Bi çabuk benim ürünlerimide yerleştirdik elbirliği ile.Kuzen Burak' ın ayni gün nikahı olduğu için hemen eve dönmem gerekliydi.Nikahtan sonra tekrar Kırkpınar' a geldik, tam kadro.Nefis ve nezih bir Kırkpınar akşamı ve ertesi gün ve akşamı...
                Dostlar gelip gitti, küçük misafirlerin uğrak yeri oldu standımız.Yeni yeni tasarımcı-üretici arkadaşlarla tanıştım,nefis müzikler ve havai fişek gösterileri...Her şey çok güzeldi, verimli, dostça bir festival daha yaşadık. Kendi adıma hayatımda böyle ortamların ve günlerin daha çok olmasını dilerim . Beni bu organizasyona davet eden sevgili Neslihan YÜCESAN başta olmak üzere bütün emeği geçenlere teşekkürler.



GÜLİZARIN OYUNCAKLARI
PÖTİKARE BUTİK ATÖLYE
ODA ATÖLYE
ATÖLYE HAMARAT


 

Karşı stand komşum kadim dostum seramik sanatçısı sevgili Şule YURDAGÜL ve GÜLİZARIN OYUNCAKLARI çalışanları


Sevimli köpek dostumuzda standımızı ziyarete geldi, çok sevindim.


                                                 Sevgili Serap ÇOBAN, Aylin ve ben
En küçük misafirimiz ve Aylin -Atölye HAMARAT

                        Sevgili minik dostum Doruk zekası ile bizi hayretlere düşürdü.Maşallah...


                              Doruk sonunda kanguruyu almaya karar verdi.


    
                    Misafirlerimizden GÖKHAN, maymuna bayıldı ve kararından asla vazgeçmedi.

      7 Temmuz Pazar gecesi, eşyalarımızı topladıktan sonra da tabelalarımızla bu pozu verdik.


4 Temmuz 2013 Perşembe

GÜLİZAR' IN OYUNCAKLARI SAPANCA KIRKPINAR FESTİVALİNDE





  

             Sevgili Dostlar,
         
             Bilen bilir,Sapanca Kırkpınar El  Sanatları Festivali GÜLİZARIN OYUNCAKLARI' NIN  çıkış noktası  olmuştur. İlk kez oyuncaklarımı orada sergilemiştim bundan üç yıl önce. Aldığım olumlu geri dönüşlerle bu güne geldim.Artık çok severek yaptığım bir işim olmuştu...
         
             Bu yıl tekrar düzenleneceğini sevgili Neslihan' ın paylaşımından duyunca havalara uçtum.Çünkü orada sadece satış olmuyor, bir kere çok güzel müzik de var.Ayrıca nefis yemekler, nezih bir ortam, dostlar, buluşmalar, sohbet,yeni dostluklar...Kısacası beni çok mutlu kılan bir ortam.Nefes aldığımı hissediyorum.Çok güzel projeler üreten tasarımcı arkadaşlarımla tanışmaktan , beraber olmaktan , nefis müzikler dinlemekten mutlu olacağım.

            Sizler için hazırlandık, yeni ürünler ürettik.Biz GÜLİZARIN OYUNCAKLARI   olarak orda olacağız.6-7 Temmuz 2013 , 13-23  saatleri arası Sakarya Sapanca Kırkpınar  El Sanatları Festivaline bekleriz.





2 Temmuz 2013 Salı

DİREN TÜRKİYEM

          Ne çok zaman geçmiş yazmayalı...Yazamadım, kafam öyle çok doluydu ki...duygular öyle yoğun...yaşananlar çok hızlı gelişti...Haziran ayı bitmiş,inan farkında değilim.

         1960 lı yılların içine doğmuş biri olarak l960 ihtilalinin etkileri içinde bebeklik-çocukluk yıllarım geçti .l2 Mart muhtırasını hatırlarım hayal meyal. Gençliğim 1980 darbesini göğüsledi. Hem de nasıl... 28 Nisan e muhtırası, Cumhuriyet mitingleri falan... Bunlara benzemeyen farklı bir şeyler oluyordu Mayıs 2013' ün son günlerinde güzel ülkemde. Önce bir iki gün bir avuç gençle bir milletvekili ortalarda vardı. Hatta zavallı insanlar ne kadar yalnızlar diye düşünmüştüm sessizce içimden. Ama gidişat hiç öyle olmadı. Herkes ses verdi bu çığlığa... Meğer ne dolmuş toplum, meğer ne söylenecek sözü varmış  insanların ve de illaki gençlerin... Özellikle gençler ve anneler tarih yazdı orada. Bilmedikleri, o güne kadar tanımadıkları ,hiç yüzlerine aşına olmadıkları insanlarla aynı duyguları paylaşmanın verdiği güçle hiç de organize olmadan bir araya geldiler. Buna yönetici erk hiç inanmadı, inanamadı bir türlü. Gözaltına aldığı gençlere ilk bu soru soruluyormuş. Size kim emir verdi, organize etti diye. Aslında onları bir araya getiren şey ,dayatılan hayat tarzı, konulan yasaklar, verilmek istenen şekiller, özgürlüklerde geriye gidiş falan. Yani aklı başında, aydın, genç , modern düşünen ve yaşayan enerjinin kabullenemediği baskılar. Yönetici erk, " ben karar verdim, bölye olacak sizi gidi ÇAPULCULAR" dedikçe çoğaldılar, birleştiler... Meydanlara sığmaz oldular. Olmadı bir geçe işe anneler de katıldı. Anneler el ele verip oluşturdukları çemberle çocuklarını koruma altına almaya çalıştılar. Güçlü erk, elindeki gücü polis, toma, akrep, biber gazı şeklinde kullanmaya başladı. Olmadı eli sopalı ne olduğu bilinmez başka insanlardan destek aldı. Her şeye rağmen DİRENDİ gençler. Şehrin valisinin " bu gece müdahale olmayacak sözüne inandı..." Vali erk, sözünün eri olmayan biri olarak hafızalara kayıt edildi... Sadece bir şehirde değildi olanlar.Bir çok şehrin parkları,  meydanları dolup taşıyor,  bir birini hiç tanımayan gençler ayni sıkıntıları dile getiriyorlardı. Yönetici erk "TIWETTER" belasından dert yandı .Haklı, kullanmayı bilen birçok anne bilgisayar başında gönüllü muhabirlik yaptı.  Çünkü medya denen şey hiç bir şey olmamış gibi davranıyordu. Bence ya satılmıştı ya da uyuyordu. İkincisi olmadığını biliyorum, sadece yönetici erk tarafından susturulmuştu... En hareketli günlerde penguenlerin yaşam belgeselini verecek ve bir gün yedi gazete aynı başlığı atacak kadar susturulmuşlardı... Anla gerisini. Yaratıcı genç enerji akla gelmeyen protestolar ortaya koydu, yardımlaştı, tanıştı, kaynaştı,güç oluşturdu. Yönetici erkin kafası bir türlü bunu almadı, inatlaştı kendisi gibi düşünmeyenlerle. "GÜÇ BENDE" diyor başka bir şey demiyordu.Dört genç insan canını kaybetti,  sakat kalanlar,  ağır yaralananlar, atılan biber gazından etkilenip zehirlenenler...Yönetici erk , kardeşine karşı kullandığı elindeki polis gücünü para ile ödüllendirdi.İşte bu çok gücüme gitti. Benden kesilen vergilerle , benim paramla hem kardeşi kardeşe dövdür, hem de ... Bazı geceler, kötü bir rüya görüyorum, artık bitsin dediğim oldu. Arada ortalığı karıştıranlar da çıktı. Aklı selim doğru yolu buluyor.

          Bundan sonra neler olacak bakalım. İyi şeyler olmasını istiyorum bir kadın bir anne olarak. Kendimi ve evlatlarımı güvende hissetmek, özgür olmak istiyorum. Ne yapıp ne yapmayacağıma kendim karar vermek istiyorum. Hiç bir dayatmayı kabul etmiyorum, yasalar karşısında eşit olmak, özgürce düşünebilmek ve düşündüğümü söyleyebilmek istiyorum.